Büyük Taklid Merci'i Sayın Seyyid Ali Hüseyni Sistani’nin Bürosunun Resmi İnternet Sitesi

Yüce Allah'ın Adıyla
Ayetullah Sistani hazretleri nezdinde Salı akşamı (29 Ramazan 1445 / 9 Nisan 2024 Salı günü) hilalin çıplak gözle görüldüğü sabit olmuştur. Dolayısıyla yarın (10 Nisan Çarşamba günü) Şevval ayının birinci günü ve Ramazan bayramıdır. İnşallah tüm Müslümanlara mübârek olsun.

Ayetullah Sistanini'nin Bürosu

Eserleri » Tam İlmihal

ZEKÂTIN NİYETİ → ← ZEKÂTIN VERİLECEĞİ YERLER

ZEKÂTA MÜSTAHAK OLANLARIN ŞARTLARI

1906- Zekât alacak kimsenin On iki İmamı kabul eden Ehlibeyt Şia'sı olması gerekir. Bir kimseyi Şiî bilerek zekât verilir ve sonra onun Şiî olmadığı öğrenilirse, tekrar zekât vermelidir. Hatta araştırma yapmış olsa veya şer’i bir delile dayanarak vermiş olsa bile, farz ihtiyat gereği yeniden vermelidir.

1907-
Çocuk veya deli olan fakir bir Şia'nın velilerine, verilenin çocuk ve delinin malı olması kastıyla zekât verilebilir. Kendisi veya güvenilir bir kişi vesilesiyle onların ihtiyaçlarını karşılamak için kullanabilir. Zekât onlar için harcandığında zekât niyeti etmelidir.

1908-
Dilenen bir kişiye fakir olduğu kesin olursa zekât verilebilir; ama zekâtı günah uğrunda (ve haram işlerde) kullanan kimseye zekât verilmez. Hatta bizzat haram işte kullanmasa dahi, günah işlemeye teşvik edecekse, farz ihtiyat gereği zekât verilmemelidir.

1909-
İçki içene, namaz kılmayana ve büyük günahları açıktan (alenî olarak) işleyen kimseye ihtiyat gereği zekât verilmemesi farzdır.

1910-
Borçlu olup borcunu ödeyemeyen kimsenin nafakası zekât verenin üzerine farz olsa bile zekâtını ona verebilir.

1911-
Kendi evladı gibi nafakalarını temin etmekle yükümlü olan kimse, masraflarını karşılamaları için onlara zekât veremez. Ancak başkaları onlara zekât verebilir. Fakat nafakalarını vermesi farz olan kimselerin nafakalarını veremiyorsa, kendisine zekât da farz olursa, zekâttan onların nafakasını verebilir.

1912
Kendi karısı, çocukları ve hizmetçilerinin ihtiyaçlarını karşılaması veya borcunu ödemesi için, diğer şartlara sahip olursa, insanın kendi çocuğuna zekât vermesinin sakıncası yoktur.

1913-
Bir baba, ilmî ve dinî kitaba ihtiyacı olan çocuğuna Allah yolunda harcanan bölümden, kitap alması için zekât veremez. Fakat genel maslahatı olur ve ihtiyat gereği şer’i hâkimden izin alırsa sakıncası yoktur.

1914-
Bir baba, evlenmesi için oğluna zekât verebilir; bir oğul da evlenmesi için babasına zekât verebilir.

1915-
Masrafları kocası tarafından karşılanan kadına zekât verilmez. Yine kocası masraflarını karşılamadığı taktirde, masraflarını karşılaması için, zalim hakime gitmekle de olsa, kocasını zorlayacak durumda olan bir kadına da zekât verilmez.

1916-
Müt'a nikâhıyla evlilik yaptığı fakir kadına hem kendisi hem de başkaları zekât verebilir. Ama evlenirken evlilik akdi içinde ihtiyaçlarını karşılamayı şart koştuğu için veya başka bir sebepten dolayı kadının nafakası üzerine farz olan kişi, kadının masrafını karşılarsa, o kadına zekât verilmez.

1917-
Zekâtı kendi hanımının masraflarında kullansa bile, bir kadın, fakir olan kocasına zekât verebilir.

1918-
Seyitler, seyit olmayan birisinden zekât alamazlar. Fakat zor durumda olurlarsa ve farz ihtiyat gereği bu durum humusla ve diğer gelirlerle geçimlerini temin edemeyecekleri hadde olursa alabilirler. Ancak farz ihtiyat gereği, mümkün olursa her gün, günlük ihtiyaçlarını karşılayacak miktarda zekât almalıdırlar.

1919-
Seyit olup olmadığı belli olmayan birisine zekât verilebilir. Fakat kendisinin seyit olduğunu söyler ve mal sahibi de ona zekât verirse, boynundan zekât kalkmaz.
ZEKÂTIN NİYETİ → ← ZEKÂTIN VERİLECEĞİ YERLER
العربية فارسی اردو English Azərbaycan Türkçe Français